Bursa’da, bir fabrikada işçi olarak çalışan genç iddiaya göre, amirlerinin uyarmasına rağmen kapalı alanda sigara içip, cep telefonuyla işyerinde çektirdiği fotoğrafları sosyal paylaşım sitesinden paylaştı. İşçi, iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü iddiasıyla 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-ı bendi uyarınca tazminat ödenmeden işten çıkarıldı.
Mahkemede savunma yapan işveren ise davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haklı nedenle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-ı bendi uyarınca feshedildiğini dile getirdi. Davacının çok kez devamsızlık yaptığını, hatalı üretime sebebiyet verdiğini, amirlerinin talimatlarını yerine getirmediğini, defalarca sözlü ve yazılı uyarılara rağmen kapalı alanlarda sigara içtiğini iddia etti. Davacının; defalarca sözlü ve yazılı uyarıya rağmen mesai saatleri içinde telefonla konuştuğunu, sosyal paylaşım sitelerine girerek ve işyerinde çektiği fotoğrafları paylaşarak iş güvenliği kurallarını ihlal ettiğini, bu durumu alışkanlık haline getirdiğini, davacının mesai saatleri içerisinde devamlı olarak telefonuyla meşgul olduğunun tespiti üzerine konuyla ilgili olarak yazılı savunmasının talep edildiğini, davacının savunma talebine yanıt verme gereği dahi duymadan işyerini terk ettiğini savunarak davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddine hükmetti. Kararı davacı işçi temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti. Kararda, “Davacı işçi hakkında işveren tarafından çeşitli tutanaklar düzenlenmişse de tutanakların işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevlerinin hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar şeklinde bir bütünlük arzetmediği görülmüştür. Feshe konu edilen son eylem davacının işyerinde çalışırken kendi fotoğrafını çekip sosyal medya hesabında paylaştığı belirtilmiştir. Davacının daha önce de cep telefonu ile oynadığı yönünde bir tutanak düzenlenmişse de davacının sözü edilen davranışının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü yönünde herhangi bir iddiada bulunulmamış ve bu yönde bir delil ileri sürülmemiştir. Davacının tutanağa konu davranışları geçerli feshin sebebini oluşturabilir ise de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesi kapsamında haklı fesih neden varlığı yöntemince kanıtlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde her iki isteğin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.” denildi.