Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu, Karadeniz Ereğli’de Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’u anlattı. Ersoy’un anıları üzerinden çeşitli fazilet örnekleri veren Vakkasoğlu, “Ben anne baba haklarını kırk yıl anlattım. Kırkıncı sene babam vefat etti. Şimdi diyorum ki, kırk yıl anlattıklarıma bakmayın, son on sene söylediğime bakın. Hakikisi bu. Niye? Bazı şeyler yaşanmadan bilinmiyor” dedi.
Vakkasoğlu, Ereğli Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen kitap fuarı etkinlikleri kapsamında kitaplarını imzalamak için geldiği Karadeniz Ereğli’de, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, kendisinin Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’a “Akif Dede” ismiyle hitap ettiğini söyledi.
Ersoy’un kendisine Hz. Muhammed’i örnek aldığını ifade eden Vakkasoğlu şöyle dedi:
“Bendenizin en rağbet gören kitaplarından biri Üzüntüsüz Yaşamak adındaki kitabıdır. Ne kadar çok üzüntülü insan varmış. Niye insanların bu kadar sıkılıyor. Akif Dede’nin zamanında sıkıntılar yok muydu, on katı, yirmi katı, elli katı vardı ama onlar o imanın verdiği şuurla dimdik duruyorlardı. Hiç şikayet etmiyorlardı. Burada sevgili dostlarımla halleştik, nasılsınız, Elhamdülillah. Şükrediyoruz. Şükür giderse şikayet geliyor. Neden, nimetleri görmemekten. Nimetlerin üstüne perde örtülüyor, nimetleri görmüyor. Kim örtüyor, nefis, şeytan. Nefis ve şeytan kadar işbirliği içinde çalışan, güçlü bir şirket yok.”
Masadaki suyu göstererek, “İnsanlar bu nimeti görmüyor” diyen Vakkasoğlu şunları söyledi: “Ne büyük bir nimet, su gibi aziz olasınız. Su nedir, kaç para? Açarsınız, yarısını içersiniz yarısını dökersiniz. Benim vücudumun yüzde yetmişi. Dünyanın yüzde yetmişi su. Hayat sudan ibaret. Allah CC, bir şeyi her şey yapmış. Yarısını yere döküyor, israf ediyor. Kime hareket bu, Akif Dede diyor ki, ‘Eserini küçümseme, eser sahibine hakarettir’ diyor. Benim burada iki kitabım var, adam aldı baktı, bu nasıl bir kitap deyip attı. Kitabı aşağılıyor ama hakaret ettiği kitabın yazarı aslında. Suyun yarısın döktün, ekmeğin şu kadarını çöpe gönderdin de ne demek istedin? O nimeti yoktan var edenin bu da ne demek olmaz mı, sahibine hakaret olmaz mı? Mehmet Akif, Hz. Ali’nin bir sözünü alıyor. Kalbinin gözü görmüyorsa, kafadaki gözün görmesi işe yaramaz. Rabbim kalbinizin gözünü açsın. Mehmet Akif kalp gözü açık adamdı.”
Vakkasoğlu, konuşmasında eğitim konusundaki görüşlerini de Mehmet Akif’in hayatından örneklerle anlattı. Yazar Vakkasoğlu, “Bu dönemin orta hallisi o dönemin zengini gibi. İnsan bugünkülere nasılsınız diye korkuyor. Şikayet, şikayet, şikayet. Var olan nimetleri bir görün hele, o nefis örtüsünü kaldır da altına bir bak. Duyacak kulak, anlayacak akıl verdi. Nimet çok ama biz nimetleri elimizden çıkınca anlıyoruz. O zaman da kıymeti yok” dedi.
Vehbi Vakkasoğlu şöyle devam etti: “Anne babamız birer nimet, öldü denildiği zaman kıymetini anlarsınız. Ben anne baba haklarını kırk yıl anlattım. Kırkıncı sene babam vefat etti. Şimdi diyorum ki, kırk yıl anlattıklarıma bakmayın, son on sene söylediğime bakın. Hakikisi bu. Niye? Bazı şeyler yaşanmadan bilinmiyor. Dilinle söylüyorsun, kaleminle yazıyorsun ama gönülden olmuyor. Annem öleli beş sene oldu. Hala çözemediğim bir problem olsa rahmetli annemi aramak geliyor içimden. Bunlar nimet, elimizdeyken kıymetini bilmemiz gerekir.”