Bir çağ kapanıp bir çağ açılıyor Fenerbahçe için ve önüne gelene meydan okuyan, yıkılmaz denilen Aziz Yıldırım sonunda yıkılıyor. Ali Koç başkan oluyor. Bütün Fenerbahçe’lilerin gözü, kulağı takımda artık. Her şey güzel olacak deniyor. Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon nidaları atılıyor.
Peki sonra ne mi oluyor?
Yıllardır alışkın olduğumuz Fenerbahçe aynı çizgisinde devam ediyor, hatta daha da beteri oluyor ve tarihindeki en kötü sezon başlangıcını yapıyor, 4 maç 3 mağlubiyet…
Peki en büyük sorumlu kim? Her maç canını dişine takarak stada akın eden taraftar mı sizce sorumlu? Ben söyleyeyim ; Sorumlu biziz, bizdeki Hollanda’lı teknik adam sevdası sorumlu.
Size neden böyle düşündüğümü anlatmadan önce pek çoğumuzun aşina olduğu bir hikaye anlatmak istiyorum. Ne alaka kardeşim şimdi bu hikaye diyebilirsiniz. Ama eminim siz de hak vereceksiniz bana.
“Yüzemeyen bir hayvan olduğunun farkında olan akrep, bir gün nehrin öte yanına geçmek zorunda kalır. Ne yapacağını düşünürken kıyıda pinekleyen kurbağayı görür.
Akrebin kendisine yanaştırığını fark eden kurbağa korkudan suya atlayıp uzaklaşmaya başlar. Akrep yalvaran bir ses tonuyla sorar:
“Kurbağa kardeş; karşıya geçmem gerek. Beni sırtında taşır mısın?”
Kurbağa büyüyen gözleriyle cevap verir.
“Daha neler? Beni sokup öldürürsün!”
“Olur mu?” der akrep. “O zaman ben de suya batar, boğulur, ölürüm”.
Kurbağa biraz düşünür ve akrebe hak verir. Kıyıya çıkar, onu sırtına alır ve karşı yakaya doğru yüzmeye başlar. Yolun yarısına geldiğinde ensesinde dayanılmaz bir acı hisseder. Vücudu hızla soğur. Kolları, ayakları hissizleşir. Beraber dibini boylayacakları suya batarken son nefesinde sorar:
“Tamam ölüyorum akrep kardeş ama neden? Şimdi sen de öleceksin, neden yaptın bunu?”
Akrep mahsun, mahçup, çaresiz cevap verir:
“Ee, ne yaparsın kurbağa kardeş; ben akrebim, benim tabiatım bu.”
Anlamadınız mı hala kardeşim, Hollanda’lı bu adamlar, bunların tabiatı bu. Hiç uygun olmadıkları bu ligde kendi sistemlerini oturtmaya çalışıyorlar. Üstelik bu hüsran ilk de değil, daha niceleri var tarihte. Guus Hiddink, Frank Rijkaard, Dick Advocaat bunlardan ilk akla gelenler. Peki nedir bu kurbağa olma merakı? Neye bu güven? Tabiatı sana uygun olmayanda ısrar etmek neden?
Bir gün elbette anlarız biz. Anlarız ama, o gün çoktan suyun dibini boylamış oluruz vesselam.
Umut Karadaş