Konuşmasında Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın ve Eylem Ertuğrul’un adını vermeden yerel yönetim ve CHP İlçe Başkanı sözlerini kullanan Milletveklili Hamdi Uçar; ‘Ereğli’yi yöneten yöneticiler şimdiye kadar sahil projesi ile yirmi yıllarını geçirmişler. Biz seçimlere geldiğimiz zaman buraya cami yaptırmak istemiyoruz, cami yaptırmayacağız, diyerek ben bu göreve geldim diyen zihniyetten manevi ve ahlaki anlamda ne bekliyorsunuz?
Hayırsever insanlarımız bir eser kazandırmak istiyoruz, diyor. Ekonomik olarak bu parayı vereceğiz, diyor; yok biz oraya yaptırmayacağız, diyor. CHP İlçe Başkanı diyor ki yeni mezarlık alanı yaptık, camiyi oraya yaptıralım. Belli ki sadece cenazelerde saf tutuyor; onun haricinde namaz gibi, ibadet gibi bir duyguları yok.” ifadelerini kullanmıştı.
Gazeteci-Yazar Altan Akçakese‘nin programına telefonla bağlanan CHP Başkanı Eylem Ertuğrul, AK Parti Milletvekili Hamdi Uçar’ın mesnetsiz sözlerinin kendisini çok üzdüğünü ifade etti.
Açıklamasında cami yerinin tespiti üzerine Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz başkanlığında gerçekleştirilen toplantının detayları ile ilgili bilgiler de veren Eylem Ertuğrul’un sözlerinden dikkat çeken bazı cümleler şöyle:
-“Bu beyanları okuduğum zaman gerçekten üzüldüm. Açıkçası bu sözleri bir AK Parti Milletvekili CHP’li bir ilçe başkanına söylediği için üzülmedim. Bir kulun bir başka kula bu cümleleri söyleme cüreti beni çok üzdü. Bu kabul edilebilecek bir şey değil.
–Bana göre deniz kenarına yapılmak istenen cami bir ütopya. Ereğli’nin sahil yapısını bilen herkes, bir dolgu üzerine o sahile herhangi bir bina yapılamayacağını bilir. Biz caminin yeri konusunda valinin başkanlığında bir toplantı yaptık. Caminin sahile yapılmak istenmesi durumunda, valinin verdiği bilgilere göre, sadece zemine çakılacak olan fore kazıkların maliyeti bile 50 milyon lirayı buluyor. Bu çok ciddi bir rakam.
-Vali Bey yine caminin hayırseverle tarafından yapılacağını ifade etti. Bununla ilgili kaynağın da sayın Cumhurbaşkanı tarafından bulunacağı bilgisi verildi. Bu kadar büyük bir paranın denize dökülmesini benim vicdanım asla ve asla kabul etmedi. Cumhurbaşkanı da caminin yapılmasını çok istediğini bildirdiği ve bu sebeple zamansal bir sıkıntının olacağı da ifade edildi. Bana göre de şehit cenazeleri gibi geniş katılımlı ibadetlerde Ereğli’de ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
–Otopark sıkıntısını da giderecek ve Ereğli’ye yakışacak bir caminin yapılmasını biz de istiyoruz. Ancak yeni caminin şehrin de trafiğini kilitlemeyecek bir yerde olması gerekir. Bana göre de caminin zamansal açıdan en kolay yapılabileceği yer bugünkü askerî lojmanların olduğu yerdir. Ama zamansal kısıtlama varsa, belediyenin Belen’de yapmış olduğu yeni mezarlık alanının da değerlendirilebileceğini söyledik. Şehrin trafiğini de sıkıntıya sokmayacağını anlattık. Ama diğer yerlerde cami yapılmak istense zaman uzayacak. Maliyet de artacak.
-Benim bu teklifimden sonra da toplantıda sayın vali, ‘Camiyi kent meydanına yapalım’ dedi. Sayın Belediye Başkanı da kent meydanına bu caminin yapılmasının mümkün olmadığını, bir önceki yerel idare döneminde alınan bir mahkeme kararı olduğunu, o mahkeme kararına göre de kent meydanına bir cami yapılmasının kent halkı yararına olmadığı görüşünün çıktığını belirtti. Vali Bey de Belediye Başkanımıza; ‘Sen bu konuyu bir kez daha düşün, değerlendir.’ dedi.
-Benim Belen önerim bir fikirdi. Toplantının amacı, fikirleri masaya yatırmaktır. Bunu başka yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok.
-Gerçekler böyleyken Hamdi Uçar Bey’in sözlerinin ciddiye alınacak bir tarafı yok. Normalde bu tür ithamlara cevap vermeyi çok sevmiyorum. Fakat din hepimizin kutsalı. Dolayısıyla söyledikleri beni üzmüştür.
–Sayın Vekile şunu sormak lazım: Siz hangi yetkiye dayanarak yargılama yapıyorsunuz? Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Amellerimizle ilgili hesap vereceğimiz makam belli. Bu makam hiçbir siyasetçi değildir. Kaldı ki sayın Hamdi Uçar hiç değil. Herkes haddini bilecek. – Bu söylemler AKP politikalarının tamamen tükendiğinin bir göstergesidir. Her şey satıldı, hiçbir şey kalmadı; satacak sadece dinî duygular mı kaldı, din sömürüsü mü kaldı?
–Bu toplumu bölemezsiniz! Biz bu senaryoları daha önce çok gördük. Türk-Kürt ayrımı yapmaya çalıştınız; yemedi. Alevi-Sünnî ayrımı yapmaya çalıştınız; yemedi. Şimdi de insanları ‘namaz kılan-kılmayan’ diye mi ayırmaya çalışıyorsunuz?
-Böyle mi bölmeye çalışacaksınız? Bu toplum bunları yemez! Fatih Sultan Mehmet’in dediği gibi Allah’ın sorduğu soruları siz sormayacaksınız? Siz kim oluyorsunuz da bunun ilerisine gidiyorsunuz? Din gibi temiz bir duygu, politika gibi kirli oyunlara alet edilemez. Din, ait olduğu yerde, insanın temiz vicdan sahnesinde yaşanmalıdır. Bu çok önemli.
-Sizin paranız çoksa ve Ereğli’ye çok para harcamak istiyorsanız Ereğli’mizin üniversite sıkıntısını çözün. Üniversite sıkıntısı var, yurt sıkıntısı var, bitmeyen Ereğli-Devrek yolumuz var. Hala bir Emniyet Müdürlüğü ve Kaymakamlık binamız yok.
–Emniyet Müdürlüğü binasına gidenler, zavallılığı orada görürler. Ereğli’de akıllı ama sorunlu ve akılsız kavşak var. Paranız varsa bunlara harcayın! Bırakın milletin namazını sorgulamayı. Biz bunlara çok alışkınız. Camileri ahır yaptılar, camilerde bira içtiler, dediniz; hepsi yalan çıktı. Namaz kılmış-kılmamış; seni ilgilendirmez kardeşim. Bu, Allah ile kul arasındadır.
–İnsanları Allah ile aldatmayın. Ben son kararı halkımıza bırakıyorum. Bizim halkımız ne olacağını bilir. Ben gerçekten böyle bir konuya muhatap olduğum için çok çok üzüldüm. Böyle mesnetsiz, saçma sapan lafların muhatabı olduğum için çok üzüldüm.”