“Tersanemiz gasp ediliyor, işçinin emeği yok sayılıyor !”
Madenci Gemi Sanayi Limited Şirketi yazılı bir açıklama yaparak, tersanelerinin ihaleye çıkartılmasını eleştirdi. “Tersanemiz gasp ediliyor, işçilerimizin emeği yok” sayılıyor” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
37 GEMİ İNŞA ETTİ
Madenci Gemi Sanayi 1 Nisan 1980 yılında Zonguldak İli, Kdz. Ereğli İlçesinde kurulmuştur. Madenci Gemi Sanayi, gemi inşa sanayisinde farklı türlü gemileri ilk inşa edip hep ilkleri başarmıştır. Bugüne kadar 37 gemiyi inşa etmiş, hepsini de anahtar teslim olarak Avrupa’nın dört bir yanına ihraç etmiştir. Madenci Gemi Sanayi, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından ihracat ödülüne layık görülmüş ilk tersane olmanın gururunu taşımaktadır. Gemileri imalata ve ihracata başladığımız 1983 senesinden bugüne kadar tersanemiz; ihraç ettiğimiz gemilerden ülkemize 500 milyon USD seviyesinde döviz kazandırmış, 100 milyon USD seviyesinde vergiler ödemiş, 125 milyon USD seviyesinde SGK’ya ödeme yapmış ve en önemlisi 10 milyon kişi/gün seviyesinde direkt istihdam yaratmıştır.
1180 KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLADI
Tersane tahsis alanımız 220.000 m2 olup, devletimizden 5084 nolu kanunun mülga 5 maddesine göre yatırım taahhütlerimiz karşılığında bedelsiz ve süresiz olarak tahsis edilmiştir. 2007 yılında, Tersanemiz 1180 kişiye istihdam sağlarken 2013 yılına kadar da gemi siparişlerini doldurmuştu. Bu nedenle yeni yapılacak yatırımlarla, dört kızaktan yedi kızağa geçilmesi öngörülmüş, yatırım taahhüttü olarak da 25 milyon TL yatırım ve 2000 kişi istihdam sağlamayı taahhüt etmiştir. Maalesef, 2008 deki dünya ekonomik krizinin patlak vermesi dünyada birçok sektörü kötü duruma düşürmüş ancak en büyük hasar gemi inşa ve işletmeciliğinde yaşanmıştır. Firmamız elinde olmayan mücbir sebeplerden dolayı bu ekonomik krizden yüksek derecede zarar görmüştür. Bu nedenle iki gemimiz kızakta kalmış ve yatırım projesine göre deniz dolgusu ve yatırımlar (gemilerin önü kapanacak idi ve kapalı atölyeler de kızakların olduğu yere inşa edilecekti) tamamlanamamıştır. 2019 yılında devlet bankamız Eximbank gemilerin icra yolu ile satışını yapması ile yatırımın devam etmesi mümkün kılınmış ama bu sefer de yatırım süresi dolmuştur.
ALANA EL KONULARAK DEVRİNE KARAR VERİLDİ
Bugün itibari ile devletimizin Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından tersanemizin tahsis taahhütlerini yerine getirilmediği kanaatine varılıp tahliye edilmesine karar verilmiş ve tersane alanına el konularak ihaleye yolu ile devrine karar verilmiştir. Maalesef burada hakkımız yenilerek kendi sermayemizle yaptığımız tahsisli arazimiz başkalarına ihale yolu ile peşkeş çekilmektedir. Bu düşüncemize sebep olan veriler ise şunlardır:
1- 5084 tahsis ve 4076 nolu kanunun geçici maddesi 14 ile makul hale gelmesi. Tersane alanımız 160.000 m2 dolgusu tamamlanmış olup kendi özel limanını da içinde barındırmaktadır. Söz konusu alan daha önce deniz iken, tamamen kendi öz sermayemiz ile doldurularak kazanılmış ve ülkemize yeni bir tersane alanı ihya etmişizdir. Tersanemizin şuan ki durumu için Kdz. Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yatırım tutarı tespiti yapılması istenilmiş ve yapılan mahkeme tespitinde meblağ 38.581.056 TL’ dir. Taahhüt ettiğimiz yatırım olan 25 milyonun üzerindedir. Milli Emlak genel müdürlüğü ise yatırım tutarının 8.260.599TL olduğunu belirterek tahliyesini istemiştir. Bu rakama nasıl ulaşıldığı belirtilmemiştir. 2007 yılına göre hesaplandığı şifahen söylenmiştir ki o tarihte yatırım tutarı çok daha fazla olduğu faturalarla, belgelerle mevcuttur.
2- İstihdam taahhüttü Daha sonradan yürürlüğe giren 4076 nolu kanunun geçici 14.maddesine göre verilen istihdam sayıları yarı yarıya düşmüş ve her kişi bir ay olmak üzere revize edilmiştir. Şirketimizin taahhüt ettiği rakam da 1000 kişi / her kişi bir ay olmak üzere revize edilmiştir. Maalesef devletimiz taşeron işçiyi bu istihdam sayısına dahil etmemektedir. Tersanemiz olmasa bu istihdam edilen taşeron personeli olmayacağı açıktır. Ayrıca yeni vergi mükellefleri yaratılması ve alanında uzman istihdam sayısının arttırılması için bu sistem kullanılıp ülke ekonomisine daha faydalı olacağı inancı dikkate alınmıştır. Bu istihdam her zaman üst işveren olarak şirketimizin sorumluluğunda olup devletimizin farklı bakanlıkları ve hukuk sistemimizde de şirketimizin personeli olarak kabul edilmiştir. Şöyle ki, iş kazası veya maaş alacağı gibi sorunlar yaşandığında sorumluluk ilk önce çalışma yeri olan Madenci Gemi Sanayii’nde dir. Bu personel istihdam olarak sayılmıyorsa bizim ihraç ettiğimiz gemiler nasıl inşa edilmiştir. Milli Emlak ile olan anlaşmada da taşeron personel kullanamayacağımız veya istihdamdan sayılmayacağı belirtilmemiştir. SSK bordrolarından da çalıştırılan istihdam sayısı ve iş yeri kolaylıkla görülecektir.
3- 4076 nolu kanunun geçici maddesi 14 c bendi ve 8.260.599TL yatırım ile 187.331.296 TL arsa rayiç bedeli şöyle ki, Milli Emlak Genel Müdürlüğü’müz, 4076 nolu kanunun 14. Maddesinin c bendi olan yatırımcının taahhüt ettiği meblağın %35 ini yerine getirdiği takdirde arsa bedeli ödenerek tahsisin alınabileceği hususuna başvurumuzun olduğu ama yaptıkları yukarıda bahsi gecen 8.260.599 TL yatırımın % 33.4 olduğu için yararlanamayacağımızı belirtmesidir. Ayrıca arsa bedelinin de 187.331.296 TL olduğu belirtilmiştir. Burada bize söylenmek istenen %1.6 daha fazla yatırım yaptığın tespit edilse de 187 milyon TL arsa rayiç bedeli ödemem gerektiği bildirilmiştir. Bu 187 Milyon TL’lik arsa rayiç bedelini yaratan bizim yaptığımız yatırımlardır ve bizden ülkemize kazandırdığımız değerin parası istenmektedir. Ayrıca 8.260.599TL gibi bir yatırım yapıp karşılığında 187.331.296 TL bir rayiç bedeli nasıl yaratabilir. Bu mümkün müdür? Mümkün değildir. Evrak her yönü ile kendi ile çelişmekte olup sadece bizlere su gözdağını vermektedir. Sen %35 yakalasan bile 187 milyon ödeyeceksin boşuna uğraşma demeye çalışılmaktadır. Gözdağı ve yıldırma yazısıdır. Ayriyeten Milli Emlak raporlarında yatırım Taahhüdümüzün yatırım miktarı açısından %60 tamamladığını raporlanmıştır. Kendileri, makine ekipmanının daha önceden alındığı ve eski olduğu için yatırım meblağasından çıkartılarak %33.4 e geldiklerini beyan ederek kendi raporlarını çürütmek için böyle bir çıkış yolu aramaktadır. Bu raporları kendileri yapmıştır, yani bir acıdan taraf olduğu mahkemeye sunduğu kendi raporlarıdır.
4- 4706 nolu kanuna göre tahsis ( 49 yıl kullanım hakkı ve cirodan kira payı ile tahsis) Bizden sonra tahsisi yapılan Yalova tersaneleri ile tekrardan yenileme yapılan Tuzla tersaneleri 4706 nolu kanundan yararlanır iken bizler 5084 de kalmışızdır. Bu adaletsizdir, eşitlik yoktur. Ayrıca onlara arsa tahsis edilmiş iken biz arsayı kendimiz ihya etmişizdir. Kendilerine devretme, satma, ortak alma ve kiralama hakları verilirken bizden bu haklar yoksun edilmiştir. 4706 sayılı kanuna geçiş için başvurularımız vardır ama ret edilmiştir. En acısı bizden el konulacak tersane arazimiz 4706 nolu kanuna göre ihaleye çıkmıştır. Bize bu imkan verilmiş olsa idi, bizler satabilir veya ortak alıp 2008 krizini yaralarını sarabilirdik. Devletimize olan vergi ve sigorta borçlarımızı kapatır, ( bu meblağ ihale bedeline yakındır) hakkı olan 500-600 çalışanımızın kıdem tazminatlarını da ödeyebilirdik. 12 yıldır da çalışanlarımızın hakkını ödemek ve devletimize borcumuzu ödemek için şirketimizi ayakta tutmaya çalıştık. Karşılığında ise hiçbir ödeme alınmadan ve doğal olarak borç kapatılmadan 40 yıllık şirketimiz tarih olma yolundadır.
5- Bize 187.331.296 TL arsa rayiç bedeli ama ihalede rayiç bedeli 35.865.875 TL
PEŞKEŞ İDDİALARI DOĞRUDUR..
Arsa rayiç bedeli 187.331.296 TL olarak firmamıza bildirilirken, hukuki süreci devam ederken yangından mal kaçırıyormuş gibi ihaleye çıkarılmıştır. İhale de arsa rayiç bedeli 35.865.875 TL olarak sunulmuştur. Burada hakkımızın yendiği tekrardan gözler önüne serilmiş ve 40 yıllık tarihimizin 3. şahıslara peşkeş çekildiğinin belirtisidir.
TERSANEMİZ GASP EDİLİYOR!.. İŞÇİNİN ALIN TERİ YOK SAYILIYOR
Bunların hepsi konumuzdaki haklılığımızı ve hakkımızın yenilerek ailemizin servetine, çalışanlarımızın alın terine ve alamadıkları tazminatlarına, yoktan var ettiğimiz ki deniz iken tersane olan yerimizin gasp edilmesinin göstergesidir. Bu haklar uğruna, gece gündüz çalışmış ve ağırlığını kaldıramadığından vefat etmiş olan babam Mehmet Arif Madenci’nin emeklerinin hiçe sayılmasıdır. Bu karışık, hukuka ve ticaret ahlakına uymayan kararların arkasında daha önceden, tahsis yatırım suresi devam ederken tahsisin devri için başvuru yapan şirketlerin olduğu verdikleri dilekçelerle güçlenmektedir. Siyasetçiler ve bürokratlar tarafından da desteklendiği yaptıkları açıklamalara göre hızlandırılmasında önemli rol almaktadır. Şöyle ki, tersaneler için komisyon kurulmuş ve konumuzla ilgili destek olunacağı söylenip, iki hafta sonrasında buraların yeni yatırımcılara verileceği şehir merkezinin ortasında televizyona beyan edilmiştir. Bu siyasi güç ile birlikte, Milli Emlak Genel Müdürlüğü yatırım ve istihdamımızı adaletsizce davranıp saymamış ve 187 milyon ile önümüzü kapatmıştır. Tersaneler Genel Müdürlüğü de Mahkeme süreci devam ederken, Madenci Gemi Sanayi’den çıkıp devrinin acilen yapılması için 35 milyona ihaleye çıkarak 3. Şahıslara devredilmesinin önünü açmıştır. Hukuki boyut sonuçlanmadan yapılan bu ihale, şirketimize geri dönülemeyecek zararlar vermektedir. Haklılığımız elimizdeki belgelerle güçlenmiş, yüce adaletimiz tarafından da onaylanacağına inancımız tamdır. Sizden Ricamız, ülkemizi Dünyada temsil eden, memleketimize ve devletimize yıllarca kazanç sağlayan, karşılık beklemeksizin Ereğli halkının yanında olan ailemizin, şirketimizin ve en önemlisi emeklerinin karşılığını alması gereken çalışanlarımızın hakkını ararken destek sağlamanız ve bizi yalnız bırakmamanızdır. Firmamız 10 yılı aşkın mücadelesine kararlılığından ödün vermeden son mercilere kadar devam edeceğini bildirir, kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”