OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, “Tamek ürünlerinin mevcut pazar paylarını kısa vadede iki ila üç katına, orta vadede ise dört ila beş katına çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Sagra satın almasıyla gıda sektörüne giriş yapan OYAK, 65 yıllık bilgi birikimi ve tecrübeye sahip Türkiye’nin köklü markalarından Tamek’in satın alma anlaşmasının onayı için Rekabet Kurumuna başvurdu.
OYAK’tan yapılan açıklamaya göre, şirket, sürdürülebilir büyüme vizyonu doğrultusunda stratejik olarak önem verdiği gıda sektöründeki varlığını arttırmaya devam ediyor.
Sagra’yı alarak, büyüklüğü 120 milyar lirayı aşan Türkiye gıda sektörüne giriş yapan OYAK, sektördeki ikinci stratejik hamlesini gerçekleştirmek adına 1955’te Bursa’da kurulan, yüzde 100 Türk menşeli gıda üreticisi Tamek’i satın alma anlaşmasının onayı için Rekabet Kurumuna başvurdu.
Satın alma işleminin tamamlanmasının ardından Tamek’in meyve suları, sebze ve meyve konsantreleri, salça, hazır yemekler, reçel, marmelat, hazır soslar, haşlanmış ürünler, ketçap, mayonez ve donmuş ürünlerin üretimi, satışı ve pazarlamasına dair tüm varlıkları ve bu işlerle ilgili markaların geri kalanlarına sahip olan Asena Patent Marka Fikri Telif Hakları Danışmanlığı ve Ticareti AŞ’nin tüm hisseleri OYAK tarafından devralınacak.
“YURT İÇİ VE İHRACAT PAZARLARINDA PAYDAŞLARIMIZLA BİRLİKTE BÜYÜYECEĞİZ”
Açıklamada görüşlerine yer verilen OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, Tamek ile gıda sektöründe önemli bir yatırıma imza atacak olmanın yanı sıra gıda sektörü adına geleceğe yönelik yeni atılımlarda bulunmanın önemli olduğunu belirtti.
2017 yılında çizdikleri vizyonun meyvelerini almanın memnuniyetini yaşadıklarını ifade eden Erdem, “Tamek özellikle meyve suyu ve salça alanında ülkemizin önde gelen markalarından. Markanın mirası ve bu mirasla birlikte gelen bilinirliği OYAK’ın gücü ile birleştiğinde efektif, hızlı ve karlı bir operasyon yaratabileceğimize inanıyoruz. Sagra ve Tamek markalarını stratejik vizyonumuz doğrultusunda büyütmeyi, yurt içindeki pazar payımızı ve ihracattaki etkinliğimizi arttırırken aynı zamanda dokunduğumuz tüm paydaşlarımızın da bizimle birlikte büyümelerine olanak sağlamayı hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Erdem, Tamek ürünlerinin mevcut pazar paylarını kısa vadede iki ila üç katına, orta vadede ise dört ila beş katına çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Tamek’in cirosunun yaklaşık yüzde 30’unun ihracattan geldiğinin ve bu oranı korumayı hedeflediklerini vurgulayan Erdem, şunları kaydetti:
“Ancak ciroyu 5 yıl içinde mevcudun 10 katına çıkarmayı hedeflediğimizi düşünürsek ihracattaki büyüme beklentimizi de ifade etmiş oluruz. Tarım sektöründe yer alan şirketimiz HEKTAŞ’ta son yıllarda yaptığımız yatırımlarla ürünlerin tarladan rafa kadar olan serüvenine katkı sağladık. Şimdi gıda sektöründe de raftan tüketiciye yani sofralara ulaşmaya başladık. Bu serüvenin daha sağlıklı olması için tedarik zincirine yapacağımız önemli yatırımlarla da markalarımızı daha geniş coğrafyalara ulaştırmayı planlıyoruz. Son beş yılda HEKTAŞ ile tarım alanında attığımız stratejik adımların ışığında gıda sektöründe de etkinliğimizi arttıracağız. Sagra ve Tamek gibi geçmişi uzun yıllara dayanan, Türk halkının beğenisini kazanmış güçlü markaları küresel olarak da hak ettikleri konuma taşıyacağız.”
MEYVE SUYU PAZARININ POTANSİYELİ DİKKATİ ÇEKİYOR
Açıklamaya göre, “Tamek’se koy sepete” sloganıyla öne çıkan Tamek, 1958 yılında Türkiye’nin ilk ketçap ve domates suyu ve ardından ilk hazır yemek ve dolma üretimi gibi birçok ilke imza attı. Tamek’in 1963 yılında kahverengi şişelerle girdiği meyve suyu pazarı, tüm dünyada halen büyüme potansiyelini sürdürüyor.
Tamek, 1974’te Türkiye’nin ilk haşlanmış bakliyatlarını ve 1992’de ilk diyabetik reçelini üretti. 1993’te Türkiye’nin ilk teneke kutulu meyve suyu üretimini gerçekleştirdi. 2000’de Türkiye’nin ilk karton kutudaki salça üretimini gerçekleştirdi. 2006’da Türkiye’nin ilk katkısız ve koruyucu içermeyen konserve ürünlerini üretti. 2007’de Türkiye’de bir ilk olan potasyum açısından zenginleştirilmiş ve kalp dostu olan yüzde 100 portakal suyunu üretti. 2014’te meyve suyunda Türkiye’de ilk Crystal Tetra Pak ambalajı kullandı.”
Almanya’da yıllık 30, ABD’de ise 40 litre kişi başı yıllık tüketimi olan meyve suyunun Türkiye’deki kişi başı tüketimi ise yıllık 10 litre. Bu açıdan yurt içi tüketiminde büyük bir potansiyel barındıran meyve suyu pazarı, ihracatta da önemli fırsatlar sunuyor.
150’den fazla ülkeye yıllık yaklaşık 350 milyon dolarlık meyve suyu ve konsantre ihracatı gerçekleştiren Türkiye’de geçen yıl ihracatta yüzde 24’lük bir artış yaşandı. Toplam ihracatın 3’te 1’inin yapıldığı ABD’yi Hollanda, Güney Kore ve İngiltere gibi ülkeler takip ediyor. Tamek ve Sagra’nın içinde yer aldığı Türkiye atıştırmalık, meyve suyu ve temel gıda pazarı yaklaşık 45 milyar lira büyüklük ile toplam gıda pazarından yüzde 35 pay alıyor.