Evet, çok değerli Gerçek Ereğli Gazetesi okuyucularımız.
Evet, çok değerli Gerçek Ereğli Gazetesi okuyucularımız. Dilimizin döndüğünce, kalemimizin yazdığınca, doğru olduğuna inandıklarımız ile yeni bir haftaya merhaba diyoruz.
Geçtiğimiz son iki yazımda Ereğli Belediyespor’umuza siz değerli kamuoyu adına bazı sorular yönelttik. İnanın, cevaplayıp cevaplamamaları zerre umurumda olmamakla beraber size asıl senaryonun ne olduğunu yazmak istedim.
Hadi başlayalım…
Evet, senaryo tabiri caiz ise tıkır tıkır işliyor. Cahit Terzi, dik duruş sergileyerek Ereğli Belediyespor içerisindeki sacayak dediğimiz grup kuran transferleri yapan, aracı olan hocayı tanımayan ve başka hocaları göreve getirmek isteyen Asbaşkan Akın Katı’dan bile rahatsızlık duyan Kaptan Recep Yaşar ve saz arkadaşlarını kadro dışı bıraktı. Ama bu dik duruşu Yusuf ve İsmail’i göndermeyerek yarım bıraktı. Kesin bilgidir. Kaynaşlı maçında İsmail bilerek oynamadı ve Yusuf penaltı kaçırdı. Kendi krallıklarını kurabilmek adına her yolu deniyorlar.
Bu hafta yine Yusuf penaltı kaçırdı. Kaçırdı mı, atmadı mı? Orası Allah ile onların arasındadır. Ama uygulanmak istenen bir plan vardı ve bunlarda planın bir parçası olabilir.
Mesela bir günah keçisi lazımdı. Kim olabilirdi? Elbette Akın Katı.
Katı için birileri düğmeye basmıştı. Sebebi ise çok açıktı. Son dönemde Akın Katı ile Halil Posbıyık çok yakın olmaya başlamıştı. Hatta bu yakınlık beraber tatile gidecek kadar artmıştı. Katı, Halil Posbıyık ve ailesine inanılmaz sadakat ile bağlıydı. Ayrıca sürekli beraberlerdi.
Bu durum karşı cephede sıkıntıya sebep oluyordu. Kamuoyuna sosyal medyada klavye delikanlıları tarafından tüm transferleri sadece Akın Katı yapıyor izlenimi oluşturması talimatı verilmiş ve uygulanmaya başlamıştı. Uzun lafın kısası birinci hedef Akın Katı’ydı.
İkinci hedefte ise Ereğli çocukları vardı. Onlar tribünün önüne atılacak ve kötü gösterileceklerdi.
Üçüncü hedefteki isim ise Eren Fahri Pamuk’tu. Bunların tetikçiliğini ise gitmeden (gönderileceğinden habersiz bir şekilde kullanılarak) Cahit Terzi yapıyordu. Son hedef ise tüm oyunlar için kullanılan Cahit Terzi’ydi.
Birileri tarafından bazı yuvarlak masa toplantılarında “hepsi tek tek gidecek” deniliyordu.
Bu işe en erken Akın Katı uyandı. Bu sayede bu senaryonun kendi ile ilgili olan ayağını bozdu. Ancak senaryonun diğer sahneleri oynanmaya devam ediyordu.
Asıl en büyük bomba ise Ocak ayında Recep Yaşar çok güçlü bir şekilde geri döndürülecek.
Kasımpaşalı Serkan Reçber ziyaret edilecek Recep ve 5-6 transfer daha yapılacak.
Maksat ise Halil Posbıyık’ı başarısız göstererek seçime zayıf sokmaktır. Önemli diğer hamle ise Akın Katı’yı Posbıyık’tan uzak tutmaktı.
Bakmayın siz Akın Katı’da bu işlerde hiçte günahsız değil.
Adem Parlak’ı aldırıp, böyle bir golcünün gitmesine izin vermemeliydi. Almak istediği İlyas Işık, Turgay Tiryaki, Fırat Güneş, Rıdvan Demir ve Bülent İnönü konusunda ısrarcı olmalıydı. Hemen pes etmemeliydi.
Hoca konusunda tepki gösterip Cahit Terzi’yi aldırmamalıydı. Daha ilk gün Cumhuriyet tarihinde olmayan bir şekilde 11 Asbaşkan’dan birisi olmayacaktı. Asla kabul etmemeliydi.
Bu arada bilginiz olsun Cahit Terzi devri kapanıyor. Hoca arayışları başladı. Kendini çok zeki zanneden bazı yöneticiler kamuoyuna Ufuk Sarı ve Ufuk Uysal isimlerini fısıldamaya başladı.
Ama ben size söyleyeyim.
İnsanlar hoca ismi tartışmaya dursun Taner Alpak Kdz Ereğli Belediyespor’a hayırlı olsun.
Tüm bu yaşananlara Ereğli Belediyespor’daki karmaşaya futbol duayeni (!), futbol tarihini yazan adam (!), Ereğli’de tek futbol otoritesi (!) Deniz Koca gülmekten bayılıyor.
Akın Katı ve Halil Bozkuş başarısızlığı her zaman ki gibi Koca’nın elini güçlendiriyor. Filmin konusu yani senaryo budur. Herkes rolünü maşallah çok güzel oynuyor. Yönetmen her ne kadar kendinin fark edilmediğini zanneden deve kuşlarından farksız bir şekilde hareket ediyor ise de Yapımcı Halil Posbıyık’ta bu filmi bence size tamamlatmaz. Esen kalın…
Not: Öncelikle köşe yazılarımıza ve haberlerimize göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ederim. Yazı yayına girdikten sonra edindiğimiz bilgilere her geçen dakika bir yenisi daha ekleniyor. Takımdan ayrılan Kaptan Recep Yaşar’ın takım için yaptığı fedakarlıkları duydum. Kendisini eleştirenlerin dahi takım için yaptıklarını savunmalarına şahit oldum. Kendisini yeniden kutlarım. Yeni takımında başarılar dilerim. Bazen eleştirilerimizi yaparken eksik bilgi sahibi olabiliyoruz.
Bunlardan bir tanesi de Deniz Koca meselesidir. Kendisinin fedekarlıklarını duyunca eleştirilerimin biraz sert olduğunu düşündüm. Koca meselesini daha iyi anlamak lazımmış. Derdim kimseyi incitmek değil.
Makale: Kaan KOCAMAN