Yıllarca Karadeniz Ereğli Belediyespor futbol takımının kaptanlığını yapan, günümüzde ise Yenimahallespor Futbol Takımının Teknik Sorumluluğu görevini yürüten İbrahim Arıkan, konuk olduğu Gerçek Spor programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yıllarca Karadeniz Ereğli Belediyespor futbol takımının kaptanlığını yapan, günümüzde ise Yenimahallespor Futbol Takımının Teknik Sorumluluğu görevini yürüten İbrahim Arıkan, konuk olduğu Gerçek Spor programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Program yapımcısı Kaan Kocaman’ın sorusu üzerine Kocaelispor maçından önce Tekirdağspor kulübünden teşvik primi alındığını ve buna da kendisinin aracı olduğunu söyleyen Arıkan, bugün iddia edildiğinin aksine para karşılığında hiçbir takıma yatmadıklarını ve hiçbir maçı asla satmadıklarını anlattı.
İbrahim Arıkan şunları söyledi:
“İbrahim Arıkan hayatı boyunca hiçbir zaman harama el uzatmamıştır. Kendi sahamızda oynayacağımız Kocaelispor maçı öncesinde Tekirdağspor’dan bize bir teşvik geldi. Ben takım kaptanı olarak bu durumu yöneticilerimize ve hocamıza bildirdim. Takım kaptanı olarak bu işin içine girip girmemem gerektiği konusunda düşüncelerini sordum. Yöneticiler, kendilerinin bu işe girmeyeceğini, takım kaptanı olarak benim girebileceğimi söylediler. Bu teşvikin alınmasını onlar da kabul ettiler. Ben profesyonel liglerde oynarken de teşvik almışımdır. Bu, maç satmadığın sürece çok abartılacak bir durum değil; ama bu süreç benim dışımda gelişti. Ben hiçbir oyuncuyla ya da hiçbir yöneticiyle para pazarlığı yapmadım. Yapmam da… Bu süreçte benim dışımda takımın içinde bulunan bazı oyuncular tarafından bu pazarlığı yapıldı. Daha önce aynı takımlarda oynamış futbolcular arasında… Bir şekilde bu para bize geldi ve ben takım kaptanı olarak, yardımcı takım kaptanıyla beraber eşit şekilde bütün oyunculara –tesis personeli de dahil- bu parayı dağıttım. Hatta o maç öncesi bir sakatlığım vardı. İbrahim Arıkan maç satıyor olsaydı elinde de bu maçta oynamamak gibi bir de koz vardı. O maça iğneyle, bandaj ve dizlikle o maça çıktım. Ancak sonrasında bazı şeyler gelişti. O paranın daha fazla olduğu; Kocaeli maçında puan aldıktan sonra deplasmanda oynayacağımız Tekirdağ maçında da rakibe yatacağımız iddiası konuşulmaya başlandı. Bu iddia Halil Başkan’a (Posbıyık) da bu şekilde gitmiş. Ben bu iddiayı Antalya’daki veteran turnuvasında öğrendim. Antalya’dan döndükten sonra Halil Başkan’ın yanına gittim. İddia edildiği gibi bir şeyi hayatım boyunca yapmadığımı söyledim. ‘Bana her şeyi söyleyebilirsiniz; yaşlandı, takımın hocası seni istemiyor, sen uzunsun ama hocan kısa stoper istiyor… Bu yakıştırmaları yapabilirsiniz. Ama bana bu şekilde yaklaşmayın, beni bu şekilde vurmayın.’, dedim. O da bana; ‘Senin vicdanın rahatsa problem yoktur.’, dedi. Böyle bir iddia karşısında insan nasıl aklayabilir kendini? ‘Ben almadım.”, demem yeterli değil mi? Ben buraya başka vaadler için gelmiştim. Ben bu takımın son profesyonel kadrosunda 1999-2000 sezonunda takım kaptanlığı yapmışım. Para kazandırmışım. Bonservisime para verilerek takımdan ayrılmışım. Yıllar sonra memleketime dönüyorum; bu tarz yakıştırmalarla karşılaşıyorum. Ben bu kulüpte görev beklerken hiçbir şekilde kapıdan içeri giremiyorum. Konuşursam çok şey değişir. Beni o kadar çok kişi tanır ve sever ki… ama bunlar dost mudur, düşman mıdır? Ben bu şehirde onu anlayamamışım. Şu anda eleği aldım, eledim. Eşimi, dostumu eledim. Bana zararı olan insanları hayatımdan çıkardım. Kendime bir yol çizdim. Yenimahalle gibi bir kulüpte başladım. Sonuçta ben antrenörüm. Futbolculuk bitti. Böyle bir yakıştırmayı ben kendime hiçbir zaman konduramadım. Çok çirkin bir şey. Şunu söylüyorum: İbrahim Arıkan maç satmadı! Bunun aksini iddia eden varsa karşıma çıksın. Benim açımdan bunun aksini ispatlamakta hiç sıkıntı yok. Ben vicdanen o kadar rahatım ki… böyle bir şeyi hiçbir zaman yapmadım, yapmam da… İnsan böyle şeylere maruz kalınca zoruna gidiyor. Böyle bir yakıştırma yapan yönetim varken benim kulübe girmem zaten yanlış olur. Etik olmazdı. Ben Halil Başkan’ın karşısına çıkıp kendimi ifade ettim; ama demek ki edememişiz. Bu konuyla ilgili olarak da bir yerde konuşmadım; ilk kez burada konuşuyorum. Konuşulacak çok şey var da detaya girmeyeceğim. Detaya girdikçe ya buradaki tüm kapılar bana kapanır ya da çok büyük bir değişim olur ve o kapılar bana sonuna kadar açılır. Rızkı veren Allah! O ‘Ol!’, dedikten sonra bunun önüne kimse geçemez! Geçmeyecektir de zaten.”
Sen kralsın seviliyosun sonuna kadar da yanınızdayız adamın hammaddesi,sen kulaklarını tıka kim nederse desin sen duyma işine bak Allah büyüktür seni futbolculuğun gibi en güzel yerlerde hoca olarakda görecez inşallah..