BEKLENEN KURGU…

Bu köşe yazım sizlere bilim kurgu senaryosu gibi gelebilir. Lakin senaryoların, senaristler tarafından gerçek yaşanmış hikâyelerden esinlenerek yola çıktıklarını düşünürsek ortaya ‘neden olmasın’ kavramı çıkıyor değil mi?

Korona virüs için her şey yazıldı ve çizildi. Çeşitli senaryolar üretildi. Ben tarih yer ve mekân belirterek birkaç halkayı bağlayıp zincirin ucundakine ulaşmayı deneyeceğim.

Bu salgın için aslında bilimsel, sosyal ve iklimsel dijital planlı bir deney diyebiliriz.

2015 yılı Aralık ayında Paris’te imzalanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi gereğince 220 yılından başlamak üzere 2030 yılına kadar burada altını özellikle çiziyorum DÜNYANIN SOĞUTULMASI kararlaştırılmıştır. Bakıldığında ne kadar ürkütücü görünüyor değil mi?

Hatta Trump, Obama tarafından imzalanan bu sözleşmenin ABD’ye karşı bir ekonomik savaş olduğunu söylemiş ve tüm dikkatleri üzerine çekmişti.

Dünya Meteoroloji Örgütü ise 6 Şubat 2019 da yaptığı açıklama ile 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarının son 170 yılın en sıcak yılları olduğunu ve yükselme eğrisinin devam ettiğini belirtmiş ve aslında bu soğutma olayını işaret etmişti.

Bu gelişmeler olurken Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyaya bir salgına hazırlanılması talimatı vermişti.

Türkiye’de 13 Nisan 2019’da yayınlanan Pandemi Genelgesi ile hazırlıklar başlamış ve Ağustos, Eylül 2019 aylarında illerin tamamı hazır hale getirilmiş ve Ulusal Pandemi Planı yayınlanmıştır. O dönemde yapılan şehir hastaneleri sizde de bir şeyler çağrıştırmıyor mu?

Ak Parti ve MHP’nin ortak teklifi ile Termik Santrallere verilen ilave süreye ilişkin kanun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından VETO edilerek Termik Santraller Aralık 2019’dan itibaren kapatılarak Türkiye Salgına hazır hale getirildi mi dersiniz?

Tabi bu sırada dünya da yaşanan gelişmelerde salgın hazırlığını gösteriyordu. Salgın Pandemi Bill Gates ve John Hopkins Üniversitesi tarafından Newyork’da 18 Ekim 2019 tarihinde 3.5 saat süren bir simülasyon ile tüm dünyaya ilan edildiğini de düşünürsek, halen ABD’deki tüm veriler dünyaya John Hopkins Üniversitesi tarafından servis ediyor olması sizce sadece bir tesadüf müdür?

BURAYA DİKKAT !

Salgın için pandemi süresinin dünya genelinde 6 ay olduğu açıklanmıştı.

İlk vaka 17 Kasım 2019 ‘da Çin’de başlamış olup, 6 aylık süre 17 Mayıs 2020 de dolması planlanıyordu. Yani bu salgın Dünyada Mayıs sonu itibariyle tamamen bitecekti. Ama bazı şeyler ters gitti. Zaten 6 aylık sürede 45 günlü esneme payı da mevcuttu.

Ulusal düzeyde yani Türkiye için ise salgının süresinin 6 hafta olduğu Ulusal Planda açıkça belirtilmişti. Türkiye de ilk vaka 19 Şubat 2020 de Rize de tespit edilmişti. Hatta o dönemde Whatsaap ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinde doktorun koyduğu Kovid19 teşhis rapor kağıdı dolaşıyordu. Buna göre 12 hafta yani 13 Mayıs 2020 de dolması gerekiyordu.

Salgını başından ve sonundan 3-4 haftasının kuluçka ve sönme olarak kabul ettiğimizde Türkiye’de 20 Nisan civarında ölümler bitecekti. Dünyada ise 30 Nisan son diyebilecektik. Ama yine 45 günlük sarkma olabileceği şartlar göz ününe alındığında belirtiliyordu.

Bu salgından kendinizi mutlaka koruyun. Ama tedirginliği paranoyaklığa çevirmeyin. Hatta size şöyle bir bilgi verelim. Bu salgına sebep olan Koronavirüs, bulaşıcı virüslerin en yumuşak kalpli, en insaflı üyelerinden biridir. Unutmayın ki bu planlı deney için özel olarak seçilmiştir.

Bu planlı deneyle insanlar evde tutularak, fabrikalar ve küçük iş yerleri kapatılarak, ulaşım durdurularak hayat bilinçli olarak yavaşlatılmıştır.

Salgın sırasında uzaydaki 22000 uydu, bilim adamları ve milyonlarca kamera ve bilgisayarlar ile her türlü bilgi toplanıp izleniyor. Sıcaklık düşüşü, iklim değişikliği, okyanuslar, denizler ve göllerdeki yaşamın yanı sıra balık artışı, hayvan davranışları, kutuplar, kirlilik düzeyi vs her şey insanlığın geleceği için hani şu hep söylenen yeni bir dünya düzeni için kayıt altına alınıyor.

Salgın sırasında insanlar Çin’de Wechat Rusya’da ve ABD’de başka dijital sistemlerle takip edilmekte ve yeni dijital uygulamalar test edilmeye devam ediyor.

Salgın sırasında kapitalistler, özellikle Amerikan Merkez Bankası, FED öncülüğünde bol miktarda para basarak Dünya varlıklarını borsalar üzerinden yağmalamaktadırlar.

Salgın bittiğinde birçok zenginlik el değiştirmiş olacak.

Koronavirüse rağmen Çin’de hayat kısmen yavaşlamasına rağmen, Ocak 2020 ayı son 170 yılın en sıcak Ocak ayı olarak kayıtlara geçmiş olup, salgından sonra Dünyada üretim yeniden planlanacaktır.

Büyük ihtimalle termik santraller yasaklanacak (fazlası ile mutlu olurum) ve Paris İklim Anlaşması sayesinde dünyanın ısınması sona erdirilecek ve soğuma başlayacaktır.

Salgın sırasında bazı dünya ülkelerinde denenen dijital, faşizan uygulamalar kalıcı hale gelebilir. Nefes alışımız dahi izlenebilir ve her türlü kaçamak imkansız hale getirilebilir.

Bu salgın pandemi planlı bir deneydir diyebilirim. Karantinaya ve dezenfekteli yaşamaya devam edeceğiz. Kısmı özgürlükler sırası ile peş peşe gelecektir. Allah’ın izniyle bu yaz normalleşme süreci fazlası ile genişleyecektir.

Ama unutmamak lazım HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK…