Amatör futbol, her geçen gün gerek ekonomik şartlardan gerekse futbola bakış açısının eskisi gibi olmayışından dolayı eski tadı vermemeye başladı.
Amatör futbol, her geçen gün gerek ekonomik şartlardan gerekse futbola bakış açısının eskisi gibi olmayışından dolayı eski tadı vermemeye başladı.
Yeni nesil oyuncular ve futbol camiasının tabiri ile “papaz” futbolcuların yöneticilere para gözü ile bakması, amatör futbolda samimiyeti bitirdi.
Amatör futbol, işçi- patron ilişkisine döndü desek yeridir. Bu anlayış futbola gönül vermiş, hedefli oyuncuları bile etkilemeye başlamış.
Eskiden oyuncular “şu takımda oynayacağım, hedefim Avrupa” derdi. Şimdi akademi liglerindeki oyuncular dahi “1 milyona bölgesel amatör lige imza atayım yeter” mantığına sahipler.
Sonra birileri çıkıp “alt yapılardan neden oyuncu yetişmiyor” diyor. Alt yapıdan A takıma çıkartılan oyuncular bile “kadroya girsek, primi kapsak yeter” düşüncesi ile olmayan futbol kariyerlerini bitiriyorlar. Aslında farkında değiller, futbolcu çöplüğüne yeni kazanılan çöp olma yolunda ilerlediklerinin…
Futbolcu, oynarsa gelişir. Klasik bir söz vardır. “En iyi idman maçtır” deriz. En iyi idman buysa en iyi oyuncuda oynayan oyuncudur.
Tüm kabahati oyunculara bulmuyorum. İki kelimeyi bir araya getiremeyen, futbol topunu görse karakola bomba diye getirecek insanlar sırf ekonomik gücü olduğu için yönetici olunca ortaya bu tür sonuçlar çıkıyor.
Siyasette ve birçok alanda söylediğimiz “liyakatli kişilerin görev yapması” olayı futbolda da önümüze çıkıyor. İnanın o kadar söylenecek söz var ki!
Köyün delisi, Donkişot’u ben miyim? Kusura bakmayın. Evet benim.
Elbette bizimde yazacak, söyleyecek çok sözümüz var. Ama bizim farkımız, karnımızdan konuşmayız. Kimseden çekinmeden kamuoyu önünde açık ve aleni yazarız. Mütevazi olmayacağım tek konu sporu yönetmektir. Birçok kişiyi cebimizden çıkartırız Evelallah…
Tek eksiğimizi soracak olursanız Napolyon’unda dediği gibi para, para….
Not: Çok bilen kulüp yöneticilerimiz ve futbolcularımız zamanını beklesin. Yazacak çok ama çok şey var.